PSP
Ardıllarından(PSP-2000 - PSP-3000) daha kalın ve ağır olan ilk PSP, PSP-1000 modelidir. "Fat PSP" (şişman PSP) olarak da bilinir.
İkinci model, PSP-2000'dir. Bu modelle, PSP-1000'de 32 MB olan
bellek miktarı, gene tamamı sistem yazılımı tarafından kullanılmak
üzere, 64 MB'ye çıkarılmıştır. Bu da oyun yükleme süreleri ve internet
tarayıcısı performansını arttırmıştır. PSP-2000'den itibaren TV tuner
özelliği ve TV çıkışı eklenmiş; ancak kızılötesi özelliği
kaldırılmıştır. PSP-2000'den itibaren batarya zayıflatılmış; ancak güç
tüketimi de düştüğü için bataryanın çalışma zamanında bir değişim
olmamıştır.
PSP-2000'den sonra, PSP-3000 model serisi altında yeni bir PSP
daha çıkarmıştır. Bu modelde, PSP-2000 ve öncesinden farklı olarak,
daha iyi renk-kontrast oranı sağlayan ve daha hızlı tepki veren bir LCD
ekran kullanılmış ve dahili mikrofon eklenmiştir(önceki modellerde
harici mikrofon gereklidir). Bunun yanında, TV çıkışı geliştirilmiş ve
konsol üzerinde tasarımsal bazı farklılıklara da gidilmiştir.
PSP Go modeli ise, en hafif ve küçük modeldir. Kayar
kapaklıdır. PSP-3000'den farklı olarak: tuşların konumları
değiştirilmiş, ekran küçültülmüştür. Bunun yanında, Bluetooth özelliğine
sahiptir. UMD desteği yoktur; ancak 16 GB'lik bir dahili flash belleği
vardır ve oyunlar PlayStation Network
üzerinden satın alınıp, oynamak üzere istendiği zaman bu belleğe
kaydedilir(bellek miktarı 32 GB'ye kadar yükseltilebilir). Memory Stick
PRO Duo yerine Memory Stick Micro destekler. USB bağlantısı yerine
USB'yi de içeren çok amaçlı bir bağlantı yerleştirilmiştir. Bataryası,
önceki modellerin aksine, kullanıcı tarafından
çıkarılabilen-değiştirilebilen türde değildir.
PSP-E1000 serisi Sony'nin 17 Ağustos 2011'de gamescom fuarında açıkladığı yeni taşınabilir oyun konsoludur. E1000, PSP-3000 serisi'nden farklı olarak dahili mikrofona ve WiFi desteğine sahip değildir. Konsol,Avrupa'da kesin olarak piyasaya sürülecektir fakat Kuzey Amerika'daki durumu henüz belli değildir. Sony, E1000'in piyasaya çıkması ardından PSP-3000 serisi'ni üretimden kaldıracaktır.
PlayStation Vita, Sony firmasının, PlayStation
Portable konsolundan sonra ilk olarak 17 Aralık 2011 Japonya ve bazı
Asya ülkelerinde çıkardığı taşınabilir, çok amaçlı oyun konsoludur.
Ürün 3G, Wi-Fi, Bluetooth, Ön Dokunmatik, Arka Dokunmatik, Sixaxis, Çift
Analog, Ön Kamera ve Arka Kamera özelliklerine sahip olup, dahili
belleği yoktur. Harici bellek 4GB, 8GB, 16GB ve 32GB şeklinde oluşan
hafıza kartları ile çoğaltılabilir. Ürün sistem özelliği bakımından ve
performans bakımından bir diğer el konsolu olan PSP ve iPod Touch'dan
daha ileridedir.
28 Mayıs 2014 Çarşamba
SANSARGİLLER
Diğer etçiller ile karşılaştırıldıklarında sansargiller genelde küçük yırtıcı hayvanlardır ama en ufakları (fare gelinciği) ve 30 kg ağırlığa kadar varabilen en büyükleri (su samuru, dev samur, ayı sansarı) arasında buna rağmen büyük bir fark vardır.
Sansargiller çok farklı yaşam alanlarında bulunurlar. Bu konuda tek ortak özellikleri fazla kurak bölgeleri sevmemeleridir. Çoğu türleri su yakınında yaşamaya bağımlıdır ve ırmakların, göllerin, birkaç türü de denizlerin kenarlarında bulunur. Özellikle samurlarda suya bağımlılık çok büyüktür. Deniz samuru Pasifik okyanusunun açıklarında bile yaşayabilir.
Sansargiller neredeyse hep yalnız yaşarlar ve kendilerine sahip edindikleri bölgeyi titizlikle savunurlar. Koku alma ve duyma kabiliyetleri çok iyidir.
Özellikleri
Çoğu sansargilin ortak özelliği uzun ve zarif bir vücut yapısıdır; sadece porsukların ve volverinlerin vücudu daha iri yapılıdır. Renkleri çoğunlukla kahverengi ya da siyah olur. Bazı türlerde benekler, çizgiler ya da diğer motifler bulunur. Kuyrukları ve bacakları vücutlarına göre kısadır. Her ayağında içeriye çekilemeyen 5 adet tırnak vardır. Çeneleri ve kulakları da kısadır. Diş sayıları türden türe değişmekle birlikte 28 ile 38 arasındadır. Bütün sansargillerin, kokarcalarda da olduğu gibi, koku üretebildiği iyi gelişmiş bir anal bezesi vardır. Bununla kendi bölgelerini işaretleyebilir veya bazı türlerin yaptığı gibi (bal porsuğu) kendini savunmak için pis koku yayabilirler.Diğer etçiller ile karşılaştırıldıklarında sansargiller genelde küçük yırtıcı hayvanlardır ama en ufakları (fare gelinciği) ve 30 kg ağırlığa kadar varabilen en büyükleri (su samuru, dev samur, ayı sansarı) arasında buna rağmen büyük bir fark vardır.
Dağılım ve yaşam alanı
Neredeyse dünyanın her yerinde sansargillere rastlanabilir. Tek eksik oldukları yerler Avustralya ve Okyanusya bölgeleri, Madagaskar adası ve Karayip adaları'dır.Sansargiller çok farklı yaşam alanlarında bulunurlar. Bu konuda tek ortak özellikleri fazla kurak bölgeleri sevmemeleridir. Çoğu türleri su yakınında yaşamaya bağımlıdır ve ırmakların, göllerin, birkaç türü de denizlerin kenarlarında bulunur. Özellikle samurlarda suya bağımlılık çok büyüktür. Deniz samuru Pasifik okyanusunun açıklarında bile yaşayabilir.
Yaşam şekli
Familyanın çoğu türleri hava kararınca aktif olurlar. Gündüz aktif olanlar azınlıktadır. Sansargiller barınak olarak kullandıkları mağaraları her zaman kendileri kazmaz, bazen diğer hayvanlar tarafından kazılmış mağaralara da yerleşebilirler. Çoğu türler yerde yaşarlar ve ince vücutları ile rahatlıkla diğer küçük hayvanların kazdıkları tünellere girip onları avlarlar. Bazıları ağaçlara da tırmanır, ve hatta ağaç sansarı gibi ağaçlarda yaşar. Sansargillerin arasında çok usta yüzücüler bulunur; özellikle samurlar.Sansargiller neredeyse hep yalnız yaşarlar ve kendilerine sahip edindikleri bölgeyi titizlikle savunurlar. Koku alma ve duyma kabiliyetleri çok iyidir.
Beslenme
Sansargiller genelde etoburdurlar ama mevsime göre farklı derecede bitkisel beslenebilirler. Sansargillerin avladıkları hayvanların büyüklükleri kendilerinden çok daha büyük olmaları ile dikkati çekerler; örneğin gelincikler kendilerinden çok daha büyük olan yaban tavşanını avlarlar ve ayı sansarı hatta orta boylu geyik türlerine bile saldırır.Üreme
Sansargiller senede bir kez yavru yapar ve gebelik 30-60 gün sürer. Yeni doğan yavrular kör, korumasız ve annelerine çok bağımlıdır, ama kısa süre içinde gelişirler. Çoğu türlerde yavrular 2 ay içinde bağımsız olurlar ve 6-12 ay içinde kendileri üreyebilir olgunluğa ulaşırlar. Ömürleri 5-20 yıl arasıdır
SİBİRYA KAPLANI
iziksel özellikler
İri bir Sibirya kaplanının boyu 1 metresi kuyruk olmak üzere 4 metreye varabilir. Ağırlığı ise ortalama 380 kg olur(bu ortalamayı dişiler düşürür). Kaydedilmiş en ağır kaplan 578 kg'dır. Ten rengi kahverengimsi sarıdan paslı kırmızıya kadar değişir. Bali kaplanı en koyu renge sahip kaplan türüdür. Sibirya ve Mançurya gibi soğuk iklime sahip bölgelerde bulunan kaplanların tüyleri soğuktan korunmaları için daha uzundur. Bununla birlikte Sibirya Kaplanı Dünyadaki en büyük ve en güçlü kedi türüdür. (Hatta yasadışı dövüşlerde Sibirya Kaplanlarıyla Kutup Ayılarının dövüştürüldüğü ve kaplanlar yara bile almazken ayıların bu dövüşlerin hiçbirinden sağ çıkamadığı ve bunun yüzünden onlarca kaplanın katledildiği tarihe kaydedilmiştir.) Besin zincirinin en üstünde yer alır. Bugün doğada sadece 1200 Sibirya kaplanı olduğu tahmin edilmektedir.Dağılım
Sibirya kaplanı Sibirya'nın seyrek ormanlarında yaşar. Dev patileri ve uzun tüyleri 1 metreyi geçen karda bile rahatça yol alabilmesini sağlar. Kar ona her açıdan avantaj sağlar. 1900'lü yıllarda Sibirya kaplanı Kore'de, Çin'de, Doğu Türkistan'da ve Moğolistan'da da yaygınlık gösteriyordu. Fakat şuan sadece Rusya'nın güneydoğusunda ve Kuzey Kore'de yaşamını sürdürebiliyor.Beslenme
Sibirya kaplanı, yaban domuzu, sığın, karaca, benekli geyik, boz ayı, timsah gibi hayvanlarla birlikte tavşan gibi kemirgenleri de avlar. Uzakdoğu kültüründe Kaplan; gücün, kuvvetin, büyüklügün ve asaletin simgesidir.7 Mayıs 2014 Çarşamba
PS3
PS3'ün teoride açıklanan toplam kayar-nokta performansı (floating point performance) 2.18 TFLOPS. Bu değer, PS3'ün işlemci ve grafik işlemcisinin toplam gücü iken Cell tek başına 204 GFLOPS'luk bir güce sahiptir.
PS3 hafıza olarak toplamda 512 MB'lık bir hafızaya sahip ve 2 parça 256 MB hafızadan oluşuyor. İşlemci çalışma frekansıyla aynı hız değerine (3.2 GHz) ve 64 bit versiyonuna sahip olan 256 MB'lık XDR DRam sistem için atanmış durumda. Bunun yanında grafik işlemcisinin kullanımı için, bellek arayüzü olarak 256 MB'lık bir GDDR-3 video-ram'ine sahip. GDDR-3'ün çalışma frekans hızı 1400 MHz, veriyolu 128 bit.
PS3, grafik işlemcisi olarak Nvidia'nın özel olarak tasarladığı RSX adı verilen grafik çipini kullanıyor. RSX, dünyanın en büyük oyun organizasyonu olan E3'te (2005) ve 2006'daki Game Developer's Conference'da açıklanan bilgilere göre Nvidia'nın G70/NV47 mimarisini kullanıyor. 550 MHZ hızında ve 128-bit piksel işleme yeteneği sahip. 1,8 TFLOPS gücünde ve günümüzün en gelişmiş video arayüzü olan HDMI 1.3 ile dijital video çıkışı sunuyor. RSX, kendine atanmış olan 256MB'lık GDDR-3 yanında gerektiğinde 256 MB'lık sistem hafızası olan XDR'ıda kullanımına katabiliyor. Son özellikleri ise halen açıklanmış değil. Yapılan açıklamalara göre RSX, Nvidia'nın şimdiye dek yapmış olduğu en karmaşık grafik çipi ve Cell ile birlikte uyumlu çalışabiliyor.
PS3 ile birlikte gelen diğer bir yenilik ise Sony'nin önderlik ettiği yeni jenerasyon optik disk formatı olan Blu-ray. PS3 optik sürücü olarak 2x hızında Blu-Ray sürücü kullanıyor. Bu çift katmanda toplamda 50 GB'a kadar veri okunabilmesi anlamına geliyor ve Sony`nin yeni Blu ray diskleri artik 100 GB'a, artı olarak satışta olmayan ama gerçekleştirilmiş Blu ray diski 200GB'a kadar ulaşabiliyor. Önceki nesil optik disk formatları olan CD ve DVD diskler ise PS3'ün Blu-Ray sürücüsünde yine okunabilir durumda olacaklar.
PS3 konfigürasyon şeçimine bağlı olarak 20GB veya 30GB'lık 1.5" SATA sabit diske sahip. Bunun yanında Tokyo Game Show'da Sony'nin yapmış olduğu açıklama ile her 2 modelde HDMI çıkışa sahip olarak piyasaya sürülecek. Daha önce yapılan açıklamalarda sadece 60GB'lık modelde HDMI çıkış bulunacağı belirtiliyordu. Konsol 1080p'de (1920*1080progresivve) dahil olmak üzere HDTV çözünürlüklerine destek veriyor. Hdmi çıkış yanında 1 adet analog çıkışa ve bir adet dijital ses çıkışına sahip. Gigabit ethernet (10/100/1000 Mbps) her 2 konfigürasyonda standart olarak yer alıyor.
20 GB'lığa nazaran, 60 GB'lık modelde yeralan diğer farklılıklar; Wi-Fi desteği ile birlikte konsolun ön bölmesine yer alan Memory Stick, Sd ve Compact flash kartları okuyabilen bir kart okuyucuya sahip olması.
PS3'te bunlar dışında Bluetooth 2.0 desteği bulunuyor Kablosuz bağlantı arayüzü olarak Bluetooth kullanan PS3 kontrolleri (SIXAXIS) 7 adede kadar yükselebiliyor. Konsol 4 adet de USB 2.0 girişine sahip. (40GB'lık modelde 2 adet bulunuyor)
Donanım
PPE'nin L2 ön belleği 256Kb ve bir adet VMX Vektör ünitesine sahip. SPE'lerden her birinin ise 128Kb local belleği bulunuyor ve tüm SPE'ler birbirleriyle oldukça hızlı şekilde iletişim kurabilecek şekilde birbirlerine Element Interconnect Bus ile bağlı durumdalar.PS3'ün teoride açıklanan toplam kayar-nokta performansı (floating point performance) 2.18 TFLOPS. Bu değer, PS3'ün işlemci ve grafik işlemcisinin toplam gücü iken Cell tek başına 204 GFLOPS'luk bir güce sahiptir.
PS3 hafıza olarak toplamda 512 MB'lık bir hafızaya sahip ve 2 parça 256 MB hafızadan oluşuyor. İşlemci çalışma frekansıyla aynı hız değerine (3.2 GHz) ve 64 bit versiyonuna sahip olan 256 MB'lık XDR DRam sistem için atanmış durumda. Bunun yanında grafik işlemcisinin kullanımı için, bellek arayüzü olarak 256 MB'lık bir GDDR-3 video-ram'ine sahip. GDDR-3'ün çalışma frekans hızı 1400 MHz, veriyolu 128 bit.
PS3, grafik işlemcisi olarak Nvidia'nın özel olarak tasarladığı RSX adı verilen grafik çipini kullanıyor. RSX, dünyanın en büyük oyun organizasyonu olan E3'te (2005) ve 2006'daki Game Developer's Conference'da açıklanan bilgilere göre Nvidia'nın G70/NV47 mimarisini kullanıyor. 550 MHZ hızında ve 128-bit piksel işleme yeteneği sahip. 1,8 TFLOPS gücünde ve günümüzün en gelişmiş video arayüzü olan HDMI 1.3 ile dijital video çıkışı sunuyor. RSX, kendine atanmış olan 256MB'lık GDDR-3 yanında gerektiğinde 256 MB'lık sistem hafızası olan XDR'ıda kullanımına katabiliyor. Son özellikleri ise halen açıklanmış değil. Yapılan açıklamalara göre RSX, Nvidia'nın şimdiye dek yapmış olduğu en karmaşık grafik çipi ve Cell ile birlikte uyumlu çalışabiliyor.
PS3 ile birlikte gelen diğer bir yenilik ise Sony'nin önderlik ettiği yeni jenerasyon optik disk formatı olan Blu-ray. PS3 optik sürücü olarak 2x hızında Blu-Ray sürücü kullanıyor. Bu çift katmanda toplamda 50 GB'a kadar veri okunabilmesi anlamına geliyor ve Sony`nin yeni Blu ray diskleri artik 100 GB'a, artı olarak satışta olmayan ama gerçekleştirilmiş Blu ray diski 200GB'a kadar ulaşabiliyor. Önceki nesil optik disk formatları olan CD ve DVD diskler ise PS3'ün Blu-Ray sürücüsünde yine okunabilir durumda olacaklar.
PS3 konfigürasyon şeçimine bağlı olarak 20GB veya 30GB'lık 1.5" SATA sabit diske sahip. Bunun yanında Tokyo Game Show'da Sony'nin yapmış olduğu açıklama ile her 2 modelde HDMI çıkışa sahip olarak piyasaya sürülecek. Daha önce yapılan açıklamalarda sadece 60GB'lık modelde HDMI çıkış bulunacağı belirtiliyordu. Konsol 1080p'de (1920*1080progresivve) dahil olmak üzere HDTV çözünürlüklerine destek veriyor. Hdmi çıkış yanında 1 adet analog çıkışa ve bir adet dijital ses çıkışına sahip. Gigabit ethernet (10/100/1000 Mbps) her 2 konfigürasyonda standart olarak yer alıyor.
20 GB'lığa nazaran, 60 GB'lık modelde yeralan diğer farklılıklar; Wi-Fi desteği ile birlikte konsolun ön bölmesine yer alan Memory Stick, Sd ve Compact flash kartları okuyabilen bir kart okuyucuya sahip olması.
PS3'te bunlar dışında Bluetooth 2.0 desteği bulunuyor Kablosuz bağlantı arayüzü olarak Bluetooth kullanan PS3 kontrolleri (SIXAXIS) 7 adede kadar yükselebiliyor. Konsol 4 adet de USB 2.0 girişine sahip. (40GB'lık modelde 2 adet bulunuyor)
PİRANA
En büyük pirana türü Brezilya'nın doğusunda yaşayan ve uzunluğu 60 santimetreyi bulabilen piranadır. (Pygocentrus piraya)
Piranaların son derece yırtıcı olduğu eskiden beri söylenip yazılmıştır[kaynak belirtilmeli]. Gerçekten binlerce balıktan oluşmuş büyük sürüler halinde yaşayan piranaların suya giren ya da düşen sığır ve kapibara gibi iri hayvanlara saldırdığı bilinmektedir. Ama çoğu pirana türü diğer balıklar ve suya düşen meyve, tohum gibi bitkisel maddelerle beslenir. Piranalar ailelerine çok bağlıdır ama kan kokusuna dayanamaz. Örneğin pirananın annesi yaralanmışsa ve pirana kan kokusunu duyarsa hemen annesini yer.Yani huy ve fiziki yapıdan (diş ve kaslar) binevî köpek balıklarına benzerler. Bazı bölgelerde insanlar piranaların bol bulunduğu suların yakınlarına bile girmek istemezken, bazı bölgelerde piranalarla ilgili hiçbir saldırı olayına rastlanmamıştır. Bu balıkların özellikleri çok açken, üreme döneminde ya da büyük sürüler halinde dolaşırken büyük hayvanlara saldırdıkları sanılmaktadır[kaynak belirtilmeli]. Dişi piranalar yumurtalarını su bitkilerine yapıştırır, erkekleri de bunları yavrular gelişip çıkıncaya kadar korurlar.
ADİPOSE YÜZGECİ; Bu yüzgecin ne işe yaradığı bilinmez. Karasin grubu tüm balıklarda vardır. Etli bir yapıya sahiptir.
KUYRUK YÜZGECİ; Balığın su içinde ilerlemesini sağlar. Sağa ve sola hareket ettirerek balık suyu yarar ve ilerler. Ayrıca dümen görevi yapar ve balık kuyruğu sayesinde yönlenir.
ANAL YÜZGEÇ; Sırt yüzgeci ile birlikte omurga görevini üstlenir balığın dengede ve dik durmasını sağlar. Ayrıca bazı balıklarda üremeye yardımcı olur. (Lepisteste olduğu gibi)
KARIN ve GÖĞÜS YÜZGEÇLERİ; Balıkta kol bacak yerine geçerler. Bu yüzgeçler sayesinde manevra yaparlar. İleri geri yaptıkları hareketler ile balık ani fren yapabilir ya da yavaşlayabilir. Kumu karıştırmak ya da yumurtalarına oksijeni bol su yönlendirmek için göğüs yüzgeçlerini kullanırlar.
Serrasalmuslar; Asalak balıklardır. Genelde pygocentruslardan fırsat bulamazlar. O yüzden genel beslenme şekilleri başka balıklar üzerindendir. Kendi boylarında ya da daha büyük balıkların yanlarında dolaşıp acıktıkça balıktan parçalar kopartırlar. Balık bir hafta veya daha kısa sürede iyileşecektir. Fakat bu arada yeni bir yarası daha olacaktır. Balık kaçana kadar peşinde dolaşıp durur ya da artık balığın kaçacak hali kalmaz yaralarından dolayı hastalanmıştır ve ölecektir ki o ölmeden onu parçalayıp yer. Aslında işlerini garantiye alıp hiç aç kalmayan balıklardır. Pygocentruslar uzun süre aç kalıp daha sonra haddinden fazla beslenirler. Serrasalmuslarda bu yoktur. Bir pygocentus'a nazaran daha büyük cüssesi vardır fakat buna rağmen daha da küçük mideleri vardır. Az yiyerek karınlarını doyurabilirler ve kuraklık zamanında daha fazla hayatta kalma şansları vardır.
Özellikleri
Piranaların en belirgin özelliği iri ve sivri dişleridir. Güçlü kaslara bağlı alt ve üst çenesinde sıralanmış olan ustura gibi dişler ağız kapandığında birbirlerine sıkıca kenetlenir. Böylece pirana kendinden çok daha iri olan avından büyük parçalar koparabilir.En büyük pirana türü Brezilya'nın doğusunda yaşayan ve uzunluğu 60 santimetreyi bulabilen piranadır. (Pygocentrus piraya)
Piranaların son derece yırtıcı olduğu eskiden beri söylenip yazılmıştır[kaynak belirtilmeli]. Gerçekten binlerce balıktan oluşmuş büyük sürüler halinde yaşayan piranaların suya giren ya da düşen sığır ve kapibara gibi iri hayvanlara saldırdığı bilinmektedir. Ama çoğu pirana türü diğer balıklar ve suya düşen meyve, tohum gibi bitkisel maddelerle beslenir. Piranalar ailelerine çok bağlıdır ama kan kokusuna dayanamaz. Örneğin pirananın annesi yaralanmışsa ve pirana kan kokusunu duyarsa hemen annesini yer.Yani huy ve fiziki yapıdan (diş ve kaslar) binevî köpek balıklarına benzerler. Bazı bölgelerde insanlar piranaların bol bulunduğu suların yakınlarına bile girmek istemezken, bazı bölgelerde piranalarla ilgili hiçbir saldırı olayına rastlanmamıştır. Bu balıkların özellikleri çok açken, üreme döneminde ya da büyük sürüler halinde dolaşırken büyük hayvanlara saldırdıkları sanılmaktadır[kaynak belirtilmeli]. Dişi piranalar yumurtalarını su bitkilerine yapıştırır, erkekleri de bunları yavrular gelişip çıkıncaya kadar korurlar.
Piranha anatomisi
SIRT YÜZGECİ; Sırt yüzgeci balığın dik durmasını sağlar. Bir nevi omurga görevi yapar.ADİPOSE YÜZGECİ; Bu yüzgecin ne işe yaradığı bilinmez. Karasin grubu tüm balıklarda vardır. Etli bir yapıya sahiptir.
KUYRUK YÜZGECİ; Balığın su içinde ilerlemesini sağlar. Sağa ve sola hareket ettirerek balık suyu yarar ve ilerler. Ayrıca dümen görevi yapar ve balık kuyruğu sayesinde yönlenir.
ANAL YÜZGEÇ; Sırt yüzgeci ile birlikte omurga görevini üstlenir balığın dengede ve dik durmasını sağlar. Ayrıca bazı balıklarda üremeye yardımcı olur. (Lepisteste olduğu gibi)
KARIN ve GÖĞÜS YÜZGEÇLERİ; Balıkta kol bacak yerine geçerler. Bu yüzgeçler sayesinde manevra yaparlar. İleri geri yaptıkları hareketler ile balık ani fren yapabilir ya da yavaşlayabilir. Kumu karıştırmak ya da yumurtalarına oksijeni bol su yönlendirmek için göğüs yüzgeçlerini kullanırlar.
Piranalarda beslenme
Pygocentruslar; Piranhalar doğada avlanarak beslenen canlılardır. Akvaryumda da bu güdü ile beslenirler. Yem attığınızda bazen korkak davranışlar sergilerler. Aslında bu korkak davranışlar avını yanıltmak ve onu kaçmasını engellemek içindir. Geri çekilip bir iki kere yaklaşıp kaçarlar ve daha sonra aralarından bir balık ilk ısırığı alır. Balığın kaçışı kalmamıştır ve saliseler içinde diğerleri de saldırır. Sürü oluşturacak kadar minimum sayıda balık beslemiyorsanız. Balık bu güdüleri kaybedecek ve parçalama işini bırakacaktır. Böyle bir durumda ufak parçalar halinde yem vererek balığı beslemek gerekir. En az 5-6 balık ile oluşturulacak küçük sürü balıkların birbirinden kuvvet almasını sağlar ve kendinden 3-4 daha büyük bir canlıya bile saldırabilirler. Piranhaların saldıramayacağı avın boyutu sürüdeki balık sayısına bağlıdır. Onlar saldırırken tek vücut olurlar ve hepsinin oluşturduğu kütleden daha büyük bir canlıya saldıramazlar. Genelde leş vb. şeylerle beslenirler. Fakat sürekli olarak bu tip yiyecekler bulamayıp açık sularda gördükleri hareketli canlılara da saldırırlar.Serrasalmuslar; Asalak balıklardır. Genelde pygocentruslardan fırsat bulamazlar. O yüzden genel beslenme şekilleri başka balıklar üzerindendir. Kendi boylarında ya da daha büyük balıkların yanlarında dolaşıp acıktıkça balıktan parçalar kopartırlar. Balık bir hafta veya daha kısa sürede iyileşecektir. Fakat bu arada yeni bir yarası daha olacaktır. Balık kaçana kadar peşinde dolaşıp durur ya da artık balığın kaçacak hali kalmaz yaralarından dolayı hastalanmıştır ve ölecektir ki o ölmeden onu parçalayıp yer. Aslında işlerini garantiye alıp hiç aç kalmayan balıklardır. Pygocentruslar uzun süre aç kalıp daha sonra haddinden fazla beslenirler. Serrasalmuslarda bu yoktur. Bir pygocentus'a nazaran daha büyük cüssesi vardır fakat buna rağmen daha da küçük mideleri vardır. Az yiyerek karınlarını doyurabilirler ve kuraklık zamanında daha fazla hayatta kalma şansları vardır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)